Dikkat çekici bir şekilde, ankete katılan şirketlerin %65’i A/B testi ve deney prosedürlerine otomasyon ve yapay zekayı zaten dahil etti. Daha da dikkat çekici olanı, bu benimsemelerin neredeyse yarısı geçen yıl gerçekleşti ve bu da yapay zeka entegrasyonunda hızlı bir artışa işaret ediyor.
2024’ü öngören pazarlamacıların şaşırtıcı bir şekilde %87’si, hedeflerine ulaşmak için inovasyonun kritik ihtiyacının altını çiziyor. Bununla birlikte, ankete katılanların% 20’sinin mevcut yöntemlerinden şikayet ettiği göz önüne alındığında, web deneyi alanında gelişme için yer vardır. Ayrıca, ankete katılanların% 23’ü mevcut yaklaşımlarının karmaşıklıktan yoksun olduğunu söyledi.
Başarılı deney yapmayı engelleyen birçok engel vardır. Pazarlamacıların %43’ü için en önemli şey bütçe kısıtlamalarıdır; Bunu %39’u etkileyen kaynak, zaman ve dikkat kısıtlamaları takip ediyor. Yetersiz araçlar veya teknoloji (% 25), departman siloları (% 25) ve küçük deney kapsamı (% 18) başka zorluklar da sağlar.
Bu zorluklara rağmen, otomasyon ve yapay zeka için umut vaat ediliyor. Pazarlamacıların dikkat çekici bir şekilde, %89’u yapay zekanın bu engelleri aşmanın cevabı olduğunu düşünüyor. Özellikle, %62’si yapay zekanın doğruluğu artıracağını umsa da, %70’i deneyleri hızlandırdığını görüyor.
İleriye baktığımızda, Birleşik Krallık’taki pazarlamacıların %48’i daha özel ve kişiselleştirilmiş içerik üretmek için yapay zeka kullanmayı planlıyor. Diğer bir %41’lik kısım ise yapay zeka kullanarak seri üretim manşetleri, grafikler ve harekete geçirici mesajlar konusunda umut vaat ediyor. Ayrıca, %32’si deneysel hipotezler oluşturmak istiyor ve %37’si test varyasyonları arasında dinamik trafik tahsisi için yapay zekayı kullanmak istiyor.
Optimizely’den yapılan basın duyurusu, yapay zekayı dönüştürmenin pazarlamada nasıl olabileceğini vurguluyor:
“Birçok şirket, günümüzün yakından izlenen kurumsal kararları ortamında daha iyi özelleştirme ve daha yüksek dönüşüm için deneysel yöntemlerini hala geliştirmelidir. Yapay zeka ve deneylerin bir araya gelmesi, pazarlamacıların belirli müşteri profillerine uyan içeriği kesin olarak belirlemesine olanak tanır ve böylece dijital deneyimleri şimdiye kadar duyulmamış derecelerde iyileştiren çevik değişikliklere olanak tanır.
Bu değişen alan, yapay zekanın yalnızca Birleşik Krallık’ta değil, pazarlama, inovasyon ve kişiselleştirmenin yönünü belirlemede oynayacağı önemli rolü vurguluyor.