Birleşik Krallık sınırlarında gerçekten neler oluyor? Şunu düşünün: araçlar kilometrelerce kuyruğa girdi, sürücüler yeni evrak yığınları üzerinde saçlarını yoluyor ve depo yöneticileri bozulabilir ürünleri nerede saklayacakları konusunda kafalarını kaşıyor. Bu sadece bir baş ağrısı değil; endüstri için tam bir migren.
Karayolu Taşımacılığı Derneği (RHA) raporuna göre, 2023’te 5.000’den fazla kargo suçu olayı bildirildi ve bu da çalıntı mal değerinde tahmini 68 milyon sterlinlik bir kayıpla sonuçlandı. Bu önemli rakam, Brexit sonrası lojistik sektörünün karşı karşıya olduğu artan güvenlik sorunlarının altını çiziyor.
Ancak pazarlamacılar, lojistik uzmanları veya e-ticaret işletmeleri için kişiselleştiği yer burasıdır:
- Evrak Kabusu: Fransa’ya nakliye yapmanın köşedeki mağazaya gitmek kadar basit olduğu zamanları hatırlıyor musunuz? O günler çoktan geride kaldı. Şu anda, özellikle gıda veya hayvanlarla uğraşırken, gümrük formlarında boğuluyoruz.
- Hızla Yükselen Maliyetler: Et ihraç etmek mi? Kendinizi hazırlayın. Et ihracatı 2019’dan bu yana %17 düştü. Neden? Çünkü gerekli sağlık sertifikalarını almak son derece pahalıdır.
- Ölçek Eşitsizliği: Brexit ile ilgili maliyetlerin etkisi, işletmeleri büyüklüklerine göre orantısız bir şekilde etkiliyor. Büyük işletmeler bu yeni masrafları karşılayacak finansal dayanıklılığa sahipken, küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) kar marjlarında daha keskin bir sıkışıklık yaşıyor.
Stratejik Çözümler
İleriye giden yol, gelişmiş lojistik teknolojilerini benimsemekten geçmektedir. Yapay zeka, makine öğrenimi ve gelişmiş Ulaştırma Yönetim Platformlarının (TMP’ler) entegrasyonu sadece fütüristik bir düşünce değil, aynı zamanda Brexit sonrası ortamımızda pratik bir gerekliliktir.
Karmaşık dokümantasyon süreçlerini otomatikleştiren, gerçek zamanlı gönderi takibi sağlayan ve gecikmeleri tahmin etmek ve azaltmak için tahmine dayalı analitik kullanan bir sistemin potansiyelini göz önünde bulundurun. Bu, modern lojistik teknolojisinin somut değer önerisidir. Sektör tahminleri, 2028 yılına kadar tüm lojistik Temel Performans Göstergelerinin (KPI’lar) dörtte birinin bu ileri teknolojiler tarafından yönlendirileceğini gösteriyor.
Anlaşılır bir şekilde, küçük işletmeler için maliyet ve erişilebilirlik ile ilgili endişeler ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, bu teknolojilerin demokratikleşmesi, gelişimlerinin kilit bir özelliğidir. Yeni platformlar ölçeklenebilir olacak şekilde tasarlanmıştır ve küçük işletmelere daha büyük şirketlerle daha etkin bir şekilde rekabet etme fırsatı sunar. Oyun alanının bu teknolojik olarak dengelenmesi, çeşitli ve sağlam bir e-ticaret sektörünü sürdürmek için çok önemlidir.
Brexit kuşkusuz önemli zorluklar ortaya çıkarsa da, lojistik endüstrisinde inovasyonu da katalize etti. İşletmeler bu son teknoloji çözümleri benimseyerek yalnızca yeni normale uyum sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda daha verimli ve esnek bir lojistik ve depo ortamını aktif olarak şekillendiriyorlar.
Dijital profesyoneller için zorunluluk açıktır: teknolojik okuryazarlığı benimsemek ve bu dijital araçlardan yararlanmak artık isteğe bağlı değildir. Lojistik ve depoların geleceği dijital, veri odaklı ve dinamiktir. İleri görüşlü işletmeler için soru, uyum sağlayıp sağlayamayacakları değil, bu çözümleri operasyonlarına ne kadar hızlı ve etkili bir şekilde entegre edebilecekleridir.